banner62
BİST
8.039,18
ALTIN
1.681,16
DOLAR
27,15
STERLİN
33,26
EURO
29,01

(Hatay'da depremde yitirdiğimiz Dr. Mehmet Yıldırım anısına...)

Bir varmış bir yokmuş. Xece adında yaşlı bir nine varmış. Ninenin de Kole adında bir keçisi varmış. Keçi, “Mee, meee, mee...“ diye meleyip duruyormuş. Nine her akşam keçisini sağıyormuş. Süt dolu olan kovayı da kocaman bir sepetin altına saklıyormuş. Ninenin evde olmadığı bir akşam kurnaz tilki eve dalıvermiş. Sepeti devirip sütü içmiş. Bir-iki gün bu böyle devam etmiş. Yaşlı nine şimşir  gibi keskin dahreyi alıp tilkiye pusu kurmuş. Tilki sepeti devirip sütü içmek istediği anda kuyruğundan yakalayıp, dahre  ile tilkinin kuyruğunu koparmış. Tilki neye uğradığını şaşırmış. Tilki, nineye yalvarmış yakarmış:

“Xece Nine ne olursun kuyruğumu geri ver, ben işimi hep bu kuyruğum ile yapıyorum.“ demiş. 

Nine, tilkiye: 

“Git içtiğin sütümü getir, sana kestiğim kuyruğunu geri veririm.“ demiş. 

Tilki gider ayak keçiye yürümüş. Yalvarmış yakarmış: 

“Keçi kardeş. Bana biraz süt ver. Sütü getirip nineye vereceğim. Nineden kuyruğumu geri alacam. Kuyruğum ile işimi yaparım.“ demiş. 

 Keçi:

“Tilki tilki, pis tilki git bana biraz yaprak getir. Yaprağı yiyeyim ki bana süt gelsin. Şu iri yarı memelerime süt dolsun ki sana süt vereyim.“ demiş. 
Tilki kocaman ağacın altına gitmiş. Sivri burnunu yukarı kaldırmış. Ağaca yalvarmış, yakarmış: 
“Ağaç, bana biraz yaprak ver. Yaprağı keçiye vereceğim. Keçi bana süt verecek. Sütü götürüp nineye vereceğim. Nine bana kopardığı kuyruğumu geri verecek. Kuyruğumla işimi yaparım.“ demiş. 

 Ağaç: 

“Git bana bir kova su getir, köküme dök ki dallarım yeşersin sana yaprak vereyim.“ demiş. 

Tilki çeşmeye gitmiş. Şırıl şırıl soğuk suları akan çeşmeye: 

“Bana bir kova su ver. Suyu ağaca vereceğim. Ağaçtan yaprak alacam. Yaprağı keçiye vereceğim. Keçiden de süt alıp nineye vereceğim. Nine de bana kuyruğumu geri verecek. Kuyruğumla işimi yaparım.“ demiş. 

Çeşme: 

“Git paşanın kızına söyle, gelsin üstümde şakır şukur oynasın. Gönlüm, güllerim açılsın ki sana bir kova su vereyim.“ demiş. 
Tilki kesik kuyruğunu sallaya sallaya, paşa kızının yanına varmış:

“Paşa kızı, paşa kızı! Sen koskocaman paşa kızısın. Güzelsin, içilecek bir damla su gibisin. Her gencin kalbinde yer edinensin. Gel bu çeşmenin başında biraz oyna. Çeşme bana su verecek, suyu ağaca vereceğim. Ağaç bana yaprak verecek. Yaprağı keçiye vereceğim. Keçi bana süt verecek. Sütü nineye vereceğim. Nine bana kuyruğumu verecek. Kuyruğumla işimi yaparım.“ demiş. 

Gönlü, gülleri açılan paşa kızı: 

“Git bana bir çift kabaralı iskarpin getir ki gelip çeşmenin başında şakır şukur oynayacam.“ demiş.

Tilki kunduracıya gitmiş: 

“Kunduracı, kunduracı, keçi sakallı kunduracı. Bana bir çift kundura ver. Kunduraları paşa kızına vereceğim. Paşa kızı gelir çeşmenin başında şakır şukur oynayacak. Çeşme bana su verecek. Suyu ağaca vereceğim. Ağaç bana yaprak verecek. Yaprağı keçiye vereceğim. Keçiden süt alacam. Sütü nineye vereceğim. Nineden kuyruğumu alacam. Kuyruğum ile İşimi yaparım.“ demiş. 

Kunduracı: 

“Git bana birkaç tane yumurta getir.“ demiş. 

Tilki gıt gıt gıdıklanan tavuğa gitmiş: 

“Pis tavuk pis tavuk! Bokta otlanan tavuk bana birkaç tane yumurta ver. Yumurtaları kunduracıya vereceğim. Kunduracıdan ayakkabıları alacam. Ayakkabıları paşanın kızına vereceğim. Paşa kızı gelip çeşmede raks edecek. Çeşme bana su verecek. Suyu ağaca vereceğim. Ağaçtan yaprak alacam. Yaprağı keçiye vereceğim. Keçiden süt alacam. Sütü nineye vereceğim. Nineden kuyruğumu alacam. Gece gündüz kuyruğumla, işimi yaparım.“ demiş. 

Tavuk: 

“Pis sensin kurnaz tilki. Git bana biraz yem getir.“ demiş. 

Tilki koşa koşa ambara gitmiş: 

“Ambar ambar bana biraz yem ver. Yemi tavuğa vereceğim. Tavuktan yumurta alacam. Yumurtaları kunduracıya vereceğim. Kunduracıdan ayakkabıları alacam. Ayakkabıları paşanın kızına vereceğim. Paşanın kızı gelip çeşmede raks edecek. Çeşmeden su alacağım. Suyu ağaca verecem. Ağaçtan yaprak alacam. Yaprağı keçiye vereceğim. Keçiden süt alacam. Sütü nineye vereceğim. Nineden kuyruğumu alacam. Kuyruğumla işimi yaparım.“ demiş.

 Ambar: 

“Bak dış cephemde çatlaklar var. Biraz hayvan pisliği getir, üzerime sıva yap ki içeri su sızmasın. Sana biraz buğday vereyim.“ demiş. 

Tilki öküzün yanına koşmuş: 

“Kara gözlü, hilal boynuzlu öküzüm bana biraz mayısından ver. Ambarın üstünü sıva yapacağım. Ambardan yem alacam. Yemi tavuğa vereceğim. Tavuktan yumurta alacağım. Yumurtaları kunduracıya verecem. Kunduracıdan ayakkabıları alacağım. Ayakkabıları paşanın kızına verecem. Paşanın kızı gelip çeşmede raks edecek. Çeşmeden su alacağım. Suyu ağaca verecem. Ağaçtan yaprak alacağım. Yaprağı keçiye verecem. Keçiden süt alacağım. Sütü nineye verecem. Nineden kuyruğumu alacam. Kuyruğumla işimi yaparım.“ demiş.

Öküz: 

“Git bana biraz saman getir.“ demiş. 

Tilki hemen samanlığa koşmuş: 

“Samanlık, samanlık! Bana biraz saman ver. Samanı öküze vereceğim. Öküz bana mayıs verecek. Mayısı götürüp ambara süreceğim. Ambar bana yem verecek. Yemi tavuğa vereceğim. Tavuktan yumurta alacam. Yumurtaları kunduracıya vereceğim. Kunduracıdan ayakkabıları alacam. Ayakkabıları paşanın kızına vereceğim. Paşanın kızı gelip çeşmede raks edecek. Çeşmeden su alacam. Suyu ağaca vereceğim. Ağaçtan yaprak alacam. Yaprağı keçiye vereceğim. Keçiden süt alacam. Sütü nineye vereceğim. Nineden kuyruğumu alacam. Kuyruğumla işimi yaparım.“ demiş.

Samanlık: 

“Git üstümü loğla” demiş. 
Tilki damın üstüne çıkmış çıkmasına da, bakmış ki damın üstünde loğ filan yok. Kesik yarım kuyruğu ile poposunu biraz sağa biraz sola sürmüş. Damın üstündeki çatlakları az da olsa kapatmış. Samanlıktan saman almış. Samanı öküze vermiş. Öküzden mayıs almış, mayıs ile ambarın çatlaklarını sıvamış. Ambardan yem almış. Yemi tavuğa vermiş. Tavuktan yumurta almış. Yumurtaları kunduracıya vermiş. Kunduracıdan iskarpin almış. İskarpinleri paşanın kızının ayağına giydirmiş. Paşanın kızı gitmiş çeşmede şakır şukur raks etmiş. Çeşme su vermiş. Suyu ağacın köküne dökmüş. Ağaçtan yaprak almış. Yaprağı keçiye yedirmiş. Keçiden süt almış. Sütü nineye vermiş. Tilki bu kadar uğraştan sonra, kopuk kuyruğunu nineden geri almış. Tilki sevinmiş, mutlu olmuş. Sabah akşam işine gücüne nineden aldığı sağlam kuyruğu ile devam etmiş. 

Kaynak: 
Kırmancki/Zaza dilinden anlatan: Mehmet Yıldırım
Türkçeye çeviren: Hıdır Dulkadir

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Asmen Ercan 2023-03-24 19:14:27

Bu masalın orijinal Kırmancki versiyinu çok güzeldir. Şiir gibi okunan tekerlemeri vardır. Ancak ne yazık ki bu güzel masalı biz yıllarca cocuklarımiza ana dilimizi ögeretemediğimiz için bu şekilde Türkçe anlattık. Böyle de olsa yinedd çocuklarimız bu masalı çok sevdi ve ezbere bilirler. Bizlerde şanslı bir nesil olarak bu masalı ninelerimizden ana dilim8z Kırmancki-Zazaki dilinde veya Kırdaşki-Kürtçe dilinde dinlemistik. Masalın Kırmancki versiyonunun tekerleme kısmı şu şekildedir:

"Mereke mereke tene sımer bıde mı, sımer beri gay din, gay sıl bıdo mı, sıl beri dunıke şüağ keri, dunıke cew bıdo mı, cew beri ketge deri, kerge haku bıdo mı, haku beri kunduraci di, kundıraci çüte kunduro bıdo mı, çüto kunduro brri çêna pasay di, çêna paday bêro serê hini de bıreqeşiyo, hini ju bıros uwe mıdo, burese uwe beri koka dare keri, dare velg bıdo mı, velg beri bıze di, bıze sıt bıdo mı, sıt beri pirike di, pirike dıme mı bıdo mı, dıme xo bijeri xore beri çhalp çhulp bıkeri...