Einstein sanat için "Hayal gücü bilgiden önemlidir" diyebilmiştir. Ve o hayal gücü, sanatın meydana çıkmasına neden olmuştur, söz olarak, müzik olarak, renk olarak ve şekle girerek devasal bir ruha bürünmüştür...
Bu devasal ruh Munzur için de ses oldu.
Dünyaca ünlü piyanist Fazıl SAY'ın büyüleyici sanatı, piyano tuşları ile dansı Munzur'un eteklerine çarpıp muhteşem bir müzik resitaline dönüştü.
Kolay kolay toplanamayacak bir kitlenin, bir piyanonun tuş sesleri ile toplanması sanatın gücünü bir kez daha ortaya koymuştur.
Bu müzik ziyafeti için on binler de Munzur'un kıyısında buluştu.
Büyük bir renk cümbüşü kulaklarımız kadar gözlere de keyif verdi. Her yaşta, her kimlikte, her inançta insan da o sofrada buluştu.
Sanat duyarlı insanı yaratan büyük ruhunu orda da ortaya koymuştu.
İşte bir toplumun daha duyarlı ola bilmesi için sanat ile yoğrulması gerekiyor...
Sanat ile uğraşan kişi doğayı, hayvanı, insanı yani hayatın her köşesini korumanın bilinci ile hareket eder.
Burada da büyük görev yerel yönetimlere düşüyor, sanat ağırlıklı çalışmalar ön plana alınmalı, sanat eğitimleri, sanat gösterimleri, ürünlerin desteklenmesi gibi, bir de yitip gittikten sonra sanatçıyı anma ruh halinin de artık yıkılması gerekiyor.
Yaşarken ondan daha fazla faydalanılmalı ve daha fazla ürete bilmesi için destekler verilmeli.
Sanat bir toplumun gelişebilmesi için en büyük destek yoludur...
Emeğinize sağlık çok güzel yazı.. Sanat bir toplumun olmaz ise olmazı..