Dersim’de ismi kendi aşiret sınırlarını aşmış, bütün coğrafyaya yayılmışsa hemen hemen tümü için Kırmanciye beyi, Kırmanciye şairi gibi kavramları kullanılmıştır. Dersim’in en güçlü aktarıcılığı şairlerdir. Önemli/tarihi bir şey olduğunda şair o eve davet edilir, ya da kendisi gider bir süre kalır, dinler ve ağıt yakarak tarihe not düşer. Biz bu ağıtlardan tarihi, nedenleri, çatışmaları, çelişkileri, kimin ne dediği gibi önemli ve tarihi bilgiler ediniyoruz.
Maviş Güneşer’in çıkardığı ve Dersim ağıtlarını seslendirdiği "Ax de vaji" albümü bu yönüyle önemli bir kaynaktır. Dersim’de şairler hem sözcüdür; derdi dile getirir, hem hakimdir; haksızı mahkum eder, hem anadır; yaralı yüreğe ses verir. Dersim şairlerinin hemen hemen tümü vatan kavramı olarak Kırmanciye’yi kullanmışlardır. Sey Qaji, Weliyê Wuşenê İmami, Alaverdi, Hüseyin Doğanay, Hesê Qaji, Mehmet Çapan, Mursaê Areic, Qemerê Areic bunların başlıcalarıdır.
Dersim’in kadın şairi Wakıle, Sey Qaji’nin 1936'da vefatından sonra söylediği manisinde Dersim, Kırmanciye’nin vatanı olarak tanımlar:
Dêsım, Welatê Kırmanciyo
Tenga Sey Rıza u seda Sey Qaji’yo.
Dersim, Kırmancların vatanı
Acıları ile Seyit Rıza’nın,
Yankılanan sedası ile Sey Qaji’nin diyarı.
Qemer Ağa ile oğlu Fındık Ağa Yusufan Aşiretinin büyükleridir. Fındık Ağa 15 Kasım’da idam edilir, babası ise ömür boyu hapse mahkûm edilir. Qemer Ağa ise kısa süre sonra Bolu Cezaevinde zehirlenerek öldürülür. Weliyê Wuşenê İmami, Fındık Ağa üzerine söylediği ağıtta "Kamer Ağa’dan mektup gelmiş. Kim ölmüş, kim sağdır diye soruyor. Kızı Yemos Hatun 'Kırmızı Dağ'a dolu yağdı, sel geldi senin Ağdat’da ki konağını götürdü” diye felaketi ifade eder. Aynı ağıtta Uşenê Seydi’nin ağzından Elazığ’da kurulan ve Dersim Ağlerlerinin yargılandığı mahkemeyi Kırmanciye’nin sorgulanması amacıyla kurulduğunu ifade eder:
Uşenê Seyd vano, “Teşmil mebe Qemer Ağa,
Reyna giredame duzmunê serê miye.
Qemer Ağa, gos ro mıne, tıfong bıerjime,
Teke mıreme eve cuamerdiye.
Ez zanu ke, ewro kafir ma beno bınê darağaciye,
Nafa mara pers keno, soğur-sualê Kırmanciye.
Uşenê Seydi diyor; “Teslim olma Qemer Ağa,
Yine bağlarız fişekliklerimizi belimize.
Qemer Ağa, kulak ver bana, silah kuşanalım,
Ölsek de, ölürüz yiğitçe.
Biliyorum ki, bugün bu kafir bizi darağacı altına götürecek,
Bu sefer bize Kırmanciye´nin sorgu sualini yapacak.”
Uşenê Seydi Khureyşan Ocağı, Sıxu hezbetinin büyüğüdür. Fakir ve yetim olmasına rağmen Ocağın büyüğü olur, çünkü çok zeki ve adaletli biridir. Geniş bir coğrafya da cemaatlere davet edilir. 15 Kasım 1937 de kader arkadaşları ile beraber o da idam edildi. Weliyê Wuşenê İmami, Uşenê Seydi'yi Kırmanciye’nin piri olarak tanımlar.
Da welat welat welat, begê mı Sey Uşeno.
Da welat welat welat, pirê ma Kırmancuno.
Memleket, ah memleketim; Uşenê Seyd beyimdir.
Memleket, ah memleketim; biz Kırmançlar’ın piridir.
Sahan Ağa Baxtiyar aşiretinin efsanevi beyidir. İyi derecede türkçe bilen, okuma yazması bulunan, Dersim namusunu kendi namusu bilen önemli bir vatanseverdir. Fedakârdır, kadir bilendir. Anne tarafından kardeşi olan biri tarafından 28 Ağustos 1937'de, iç ihanetle katledilir. Kendisi için söylenen ağıtta Sahan Ağa’nın ağzından "ben ölümüme acımıyorum, eğer ölürsem benden sonra Dersim dağlarında kalmaz kadınlarımız, kızlarımız." Dava arkadaşı Alişer’in katledilmesini ise kendi ağzından ozan şöyle dile getiriyor
Ah yıkılası dağın pınarı
Asker gelmiş kuşatmış Dersim dağını
Sahan "İki kesik baş geçirdiler yanımdan" diyor
"Biri Hanım'ın, biri Alişer Efendi'nin"
Sahan Kırmanciye’nin yol gösteren kutup yıldızına benzetilir ve öldürülmesi ile o parlayan yıldızın sönümlendiği ifade edilir.
Ax de biye biye, Şahanê mı biye
Şahanê mı ke merdo nemerdo şikiyo tılsıme Kırmanciye(8)
Ah oldu, olan Şahan'ıma oldu
Şahan'ım öldü öleli
Söndü yıldızı Kırmanc ülkesinin
Laç Deresi ağıdı Dersim tertelesi üzerine söylenmiş en önemli şüardır. Laç Deresine sığınmış insanların dramı ile sivil halkı korumaya çalışan direnişçilerin ağzından katliam anlatılmaktadır. Bu ağıtta yaşanan çatışmalar "Kırmançlarla Türkler arasında savaş" olarak tanımlanır.
Dere Laçi bıveso
Yıvıse mı gavan o
Bıra perode na qewxa aşire niya
Mereve Kırmanc u zalimane Tırkano
Yansın Laç Deresi
Yıvıs(i)'ım geçittir
Dövüşün kardaşlar dövüşün
Bu aşiret kavgası değil
Kırmançlarla zalim Türkler'in savaşıdır
Son olarak Sey Rıza’nın oğlu, yaslandığı dağı olan Bava İbrahim üzerine söylenen ağıttan örnek verelim. Bava, Sey Rıza’nın ortanca oğludur. Amcası Seydağa’nın oğlu hayınlığın sembolü Rayver’in bir komplosu ile bir Xızır gününde Sin köyünde katledildi. Hem Bava gibi önemli bir şahsiyetin katledilmesi, hem de bu cinayetin Xızır gününde işlenmesi korkunç etkiler yaratır. Öyle ki aynı hafta Xızır Orucu tutan Qırğanlıların orucu bir hafta sonraya ertelenir ki Abasanlıalrla Qırğanlılar aynı gün Xızır Orucu tutmasın. Sey Rıza’nın dünyası yıkılır adeta, baş sağlığına gidenlerin "Allah beterinden saklasın." sözlerine kızgınlıkla "Dünyam yıkıldı, artık beteri mi kaldı.” dediği anlatılır. Sey Rıza, Bava’yı varisi olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Bava için yakılan ağıtta Sey Rıza’nın ağzından kendisinin bir kaç yıl sonra Kırmanciye’nin padişahlığını alacağı söylenir.
Vaji vaji genceniya to Bavayi sero vaji
Vaji vaji genceniya Bavay sero vaji
Bavaye mı ospor biyo şiyo Xozato vesaye
Bıko di-re seri ceno pasayina Kırmanciye
Söyleyeyim, Bava’nın gençliği üzerine söyleyeyim
Söyleyeyim, Bava üzerine söyleyeyim
Bava’m yanasıca Hozat’a gitmiş
Evladım iki üç yıl sonra Kırmanciye’nin padişahlığını alacaktı
Sey Rıza'nın öfkeyle Sin Köyünü boşaltmasına isyan eden ağıdında bu durum şöyle ifade edilir.
"Satoğli Selman Ağa vano, la lao Haqi nae kêşi serde nêaro
Çıtur Kırmanc, Kırmanc ver dewu thol kero"
Satoğlu Selman Ağa diyor Allah bunu kimseye göstermesin
Nasıl Kırmanc, Kırmanc nedeniyle köylerini boşaltsın.
Dersim’de yakın zamana kadar halk arasında yalnızca Kırmanc kavramı kullanılırdı. Birinin Alevi olmasını ise "Kırmancê mao" (Bizim Kırmanç'dır) şeklinde tanımlarlardı. İnançlarına „İtiqatê Kırmanciye" de denir. Burada bir tanıklığımı da aktarmak isterim. 2005 yılında Sena Dersim ile yaptığım söyleşide bana 1969 yılında babasına gönderdikleri kaseti dinletti. Babası Almanya’da çalışmakta ve o yıllarda herkesin yaptığı gibi kaset doldurularak gönderilmiştir. Hiç Türkçe bilmeyen annesi Derman bu kasette eşine şöyle hitap etmektedir:
"Hese ma, tı çı qısawata ma kena? Mao Kırmanciye’derime, mao wortê qomê xo derime, tıya ğeriviye dera."
(Hasan sen neden bizi merak ediyorsun? Biz Kırmanciye’deyiz, kendi halkımızın içindeyiz. Gurbette olan sensin.)
Dersim’de alan çalışması yapan Gülsün Fırat’da aynı sonuçlara ulaşıyor:
"Okuma yazma bilmeyen yaşlı kuşak arasında yaptığım söyleşilerde kendilerini konuştukları dilden bağımsız olarak yalnızca Kırmanç olarak tanımlıyorlar."
On bir yaşına kadar yalnızca köyde yaşamış, yalnızca Dersimce konuşan insanların içinde büyüme şansına sahip olmuş biri olarak yalnızca Kırmanc/Kırmancki ve Kırmanciye kavramlarına tanık oldum.
Yaşar Kaya
(Yakında yayınlanacak olan "Kırmanciye'nin son toplantısı" kitabından)
Sizin amacınız Zazalar arasında diline kırd kıirmanç zonema dimili diyenleri ayrıştırıp bölmektir. Oyuna gelmeyiz. Bilim ortada
Dersim için ne yapmış ki?..Hiçbir şey...Ah şu Dersim sömürüsü var ya tam rant kapısı olmuş..Hizmet, yatırım, katkı yapacaksın öyle güzellemeler ile olmaz...
Eline emeğine yüreğini sağlık