Bin yıllık Anadolu buğdayı olarak bilinen ve ata tohumu olarak adlandırılan Karakılçık Buğdayı kaybolmaya yüz tuttu. Piyasada bulunamadığı için genetiği değiştirilemeyen Karakılçık Buğdayı adeta altın değerinde. Uzun yıllar metropolde yaşadıktan sonra memleketi Erzincan’a dönen ve çiftçilikle uğraşan Hasan Ali Düzgünkaya, Anadolu topraklarında binlerce yıl var olan ancak son yıllarda kaybolmaya yüz tutan Karakılçık Buğdayının yaygınlaşması için çalışma başlattı. Hasan Ali Düzgünkaya, Tunceli ve Erzincan köylerini gezerek çiftçileri kaybolmaya yüz tutan Karakılçık Buğdayı ekmeye teşvik ediyor. Hasan Ali Düzgünkaya, buğdayını ekmesi için köylülerle paylaşıyor.

KARAKILÇIK HASADI BAŞLADI

Hasan Ali Düzgünkaya, Tunceli’nin Pülümür İlçesine bağlı Dağyolu Köyü’nde köylülere verdiği buğdayın hasadına katıldı. Biçilen tarla patosa vuruldu, mahsul kontrol edildi. 5-6 yıl önce metropolden köyüne döndüğünü ifade eden Düzgünkaya, “Eşime dostuma sordum, çevrede araştırma yaptım, karakılçığın tohumu yok. Erzincan’ın merkez köylerinden 4 teneke tohum buldum. O 4 teneke tohumdan 80 teneke buğday çıkarttım. İkinci sene bunun 50 tenekesini ekerek daha da arttırdım” dedi.

GULİTEN ORANI DÜŞÜK BUĞDAY

Karakılçık Buğdayını yeniden var etmek istediğini söyleyen Hasan Ali Düzgünkaya, “Karakılçığın bulgurundan çok methedilir. Eskiden hedik yaparlardı. Gluten oranı düşük olan bir buğday türü olması nedeniyle şeker hastaları da dahil olmak üzere çölyak hastalarına iyi gelen bir mamuldür. Derdimiz kaybolmaya yüz tutan Karakılçık Buğdayını yeniden var etmek” dedi. 

Doğal su değirmeni işletmecisi Hasan Faruk Sağçolak ise, “Bizim gayemiz karakılçık ve diğer genetiği bozulmamış buğdayları gün yüzüne çıkartmak, su değirmenlerinde öğütüp insanlara ulaştırabilmek. Karakılçığın insanlara çok faydası var. Biz yıllardan sonra bunu öğütmenin mutluluğu ve kıvancını yaşıyoruz. Bir kişiye daha bunu ulaştırabilmenin mutluluğundayız” dedi.