Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Yeni Tunceli Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Caner Aktan'ın sorularını yanıtladı. Maçoğlu, belediyenin ekonomik durumu, önümüzdeki süreçte planlanan projeler ve çalışanlarla yapılacak toplu iş sözleşmesine ilişkin merak edilen soruları cevapladı. İşte röportajın detayları...

Tunceli Belediyesi ekonomik anlamda zor bir süreçten geçiyor. Son durum nedir?

Yerel yönetimler merkezi bütçeden eşit bir şekilde pay alamıyor. Bizim belediyemizde 2-3 yıllık kiralar peşin alınmış. Normal şartlarda bütçe uygulamasında yüzde 10’dan fazla borçlanamazsınız. Ancak kayyum döneminde yüzde 65-75 oranında borçlanma yapılmış. Bu nedenle emekliliği gelen çalışanların tazminatlarını İller Bankası bize göndermiyor. Ekonomik anlamda bizi sıkıştırmak istiyorlar. Merkezi bütçede belediyelere ayrılan pay yükselmediği sürece belediyeler zorluk çekmeye devam edecek. İller Bankası’na kredi başvurusu yaptığımız halde bize kredi verilmiyor. Bütün bunlar bütçe anlamında bizi zora sokuyor.

Tunceli Belediyesi’nde kadına yönelik şiddet, hakaret veya cinsel taciz suçlamasıyla işten çıkartılan personel oldu mu?

Sözlü taciz nedeniyle iş akdini sonlandırdığımız kişiler oldu. Bunun yanı sıra hakaret nedeniyle iş akdini feshettiğimiz personeller de var. Bu sayı toplamda 3 ya da 4 olması lazım. Kadına yönelik her türlü şiddet ve hakaret konularında tavrımız çok nettir. Bu konuda kesinlikle geri adım atmayız.

Tunceli Belediyesi’nde toplam personel sayısı nedir?

Personel sayısında değişkenlikler oluyor. İstifa eden oluyor, emekli olan oluyor. Şuan itibariyle belediyemizdeki personel sayısı 297’dir. Ama dediğim gibi bu sayı aydan aya azalıp, artabiliyor.

Önümüzdeki günlerde DİSK/Genel İş Sendikası ile toplu iş sözleşmesi için masaya oturacaksınız. Çalışanlar açısından görüşmeler nasıl geçecek?

Ben işçi sınıfının kendisi var eden tüm koşullarda taleplerini karşılamaya hazırım. Ancak bütçe durumuna da bakmamız lazım. Popülist söylemlerle hareket etmek çok doğru bir yöntem olmaz. Bu halkın parasını istediğimiz gibi harcayamayız. Bu açıdan değerlendirirsek toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyoruz.

Ovacık’taki yerel yönetim deneyimi ile Dersim’deki başkanlık süreci karşılaştırıldığı zaman ortaya bazı eleştiriler çıkıyor. Örneğin burada belediyecilik anlamında, kamu hizmeti anlamında size eleştiriler var. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Bizim Ovacık’ta daha çok üretim ilişkileriyle olan durumumuz öne çıkıyordu. Ancak şimdi daha güçlü bir noktadayız. Özellikle Ovacık’ta fiziki şartlarda çalışma yürütürken, şimdi fabrikalar açtık. Üretim sürecimiz bu şekilde devam ediyor. Ovacık’ta birkaç çeşit üretim varken, şimdi en az 20 çeşit üretim yapılıyor. O süreç sistem içi kurumlar tarafından da sempatik gösterilmeye çalışıldı. Bu bizim ihtiyacımız ve istediğimiz şey değildi. Kooperatifleşme bu ülkeye önemli bir katkıdır. Burada da alt yapı ve üst yapı çalışmalarını kendi öz gücümüzle yapıyoruz.

DÖNÜP DOLAŞIP BÜTÇEYE TAKILIYORUZ

Dayanışma göstererek yapmaya çalışıyoruz. Özellikle Dersim’de bütçe meselesinden kaynaklı öne çıktığımız bir durum yok. Ancak üretim ilişkileri, şehir planlamasına dair çalışmalar yapıyoruz. Ancak dönüp dolaşıp bütçeye takılıyoruz. Mahallelere gittiğimizde halk bizi anlıyor. Biz mümkün oldukça doğruyu yapma adına çaba harcıyoruz. Milyonluk bir bütçe gereken bir projeyi popüler olma adına yapıyoruz demek çok gerçekçi değil.

Önümüzdeki süreçte Dersim’de ne gibi projeler hayata geçecek?

Otopark projemi var. Bilim merkezi projemiz var. Şehrin girişini Ovacık yoluna bağlayan bir çevreyolu projemiz var. Güneş enerjisi ile ilgili bir projemiz var. Bunun dışında seracılıkla ilgili projelerimiz var. Projelerimizi yaptık, bitti. Tek sorunumuz bütçe. Aktuluk Mahallesi ile ilgili şehir planlaması çalışmalarımız var. Ancak bunların hepsi bir bütçe sorununa takılıyor.