Dersim’de düzenlenen 21’inci Munzur Kültür ve Doğa Festivali, “Madencilik Yağmasına Karşı Doğayı ve Yaşamı Savunuyoruz” şiarıyla dördüncü gününde sürerken, Sanat Sokağı’nda “Dersim’de üretim, ekonomik sorunlar ve çözüm öneriler” paneli düzenlendi. Moderatörlüğünü Ovacık Doğal Kooperatifi’nden Canan Bayoğlu’nun yaptığı panele, Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Coşkun, Tunceli Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hıdır Belice, Tunceli Ziraat Odası Başkanı Başkanı Süleyman Uluç, Tunceli Arıcılar Birliği Başkanı Kazım Doğan, Tunceli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Zeynel Erdoğan konuşmacı olarak katıldı.
DEVLET DERSİM’E PAY AYIRMIYOR
Panelde ilk olarak konuşan Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Coşkun, Dersim’de yaşanan sorunlara değindi. Dersim’in ekonomik olarak önündeki engellere örnekler veren Coşkun devlettin yeterince Dersim’e pay ayırmadığını söyledi. Coşkun, “Bizim amacımız kentteki ekonomiyi tarımı, hayvancılığı, sanayiciliği geliştirmektir. İlimizin ekonomik olarak önünde gelişmesinde birçok engel var. Organize sanayi bölgemizin gelişmesi adına devletten yeterince bir pay alamıyoruz. Turizmi geliştirmemiz gerekiyor. Turizm sektöründe çalışacak ara elemanlar bulamıyoruz. Bu kenti düşünüyor isek meslek odalarına gereken önemi vermemiz gerekiyor” dedi.
ORTAK BİR AKIL İLE ÜRETMELİYİZ
Tunceli Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hıdır Belice, ekonomik krizin derinleştiğine vurgu yaparak, geçim pahalılığının arttığını söyledi. Dersim’de istihdam sorunu olduğunu söyleyen Belice, “Kiralar çok yüksek. Hayat pahalılığı artıyor. Bu durum üretici ve tüketiciyi karşı karşıya getiriyor. Alım gücü düştüğü için esnaf ve alıcı karşı karşıya geliyor. Kırsal alandaki insanlar buraları terk etti. Bu topraklarımızı sahiplenmemiz, korumamız ve gelecek nesillere devir etmemiz gerekiyor. Ortak bir akılla üretmeliyiz. Üretimin içinde değiliz. Hayvancılık olan bir yerde süt, yumurta bulamıyoruz. Dışarıdan alıyoruz. Üretim adına ortak bir akılla bir araya gelmezsek daha çok dışarıdan gelen ürünleri tüketeceğiz. Kooperatifleşmeyi başarmalıyız” diye konuştu.
YANLIŞ TARIM POLİTİKALARI TARIM VE HAYVANCILIĞI BİTİRDİ
Tunceli Ziraat Odası Başkanı Başkanı Süleyman Uluç, AKP’nin yanlış tarım politikaları nedeni ile çiftçiliğin ve hayvancılığın bitme aşamasına geldiğine dikkati çekti. Maden sahalarının çiftçilik ve hayvancılığına ciddi zararlar verdiğine vurgu yapan Uluç, madenciliğin bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi. Uluç , “Üretimden bahsederken üretim dünya genelinde dünyadan bağımsız şekilde duramaz. Üretim olmaz ise sanayi de olmaz. Bir pandemi süreci yaşadık. Pandemi ile birlikte tüm dünyada gıdanın ne kadar önemli olduğunu anladık. Bugün geldiğimiz noktada tarımın dibe vurduğunu görüyoruz. Tarım politikalarının yanlışlığından dolayı üreticilerimiz üretim yapamaz hale geldi. Birçok üreticimiz tarlasını, hayvanını terk etmek zorunda kaldı. Her gün mazota zam geliyor. Bizim ülkemizde çiftçiye el ile tutulacak bir destek olmadığını görüyoruz. İleride tarlada çiftçi bulamayacağız. Ciddi bir gıda sıkıntısı yaşanacak. Gıda enflasyonu halkımız üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Çiftçilerin üzerindeki KDV ve ÖTV’ler kaldırılması gerekiyor. Biz aksi taktirde üretime devam edemeyeceğiz. Tarım Bakanlığı’ndan talebimiz derhal mazot, gübre, ilaçlardan alınan KDV’nin kaldırılmasını talep ediyoruz. Gün geçtikçe çiftçi sayımız düşüyor. Bu ülkemizde ciddi sıkıntılara neden oluyor. Dersim’de 147 maden sahasına ruhsat verildiğini duyduk. Bu maden sahaları durdurulmalıdır. Üreticilerimiz, madenlerden ciddi zarar görmemektedir. Siyanür ile altın aramaya karşıyız. Mutlaka maden sahaları durdurulmalıdır” dedi.
BALDAKİ SAHTECİLİK ÖNLENMELİDİR
Tunceli Arıcılar Birliği Başkanı Kazım Doğan, baldaki sahteciliğin önlenmesi için denetim altına alınması gerektiğini söyledi. Doğan, “Üreticimiz kendi balını satamıyor. Dersim’de üretilen bal en kıymetli ballardan biridir. Baldaki sahtecilik denetlenmiyor. Gerçek bal 200 TL’ye satılırken sahte bal 50 TL’ye halkın sofrasına girebiliyor. Geçen ay yaptığımız bir çalışma da ülkede satılan 15 kavanoz baldan sadece bir tanesi gerçek bal. 14 tanesi sahte bal. Bununla ilgili bir çalışma yapılması gerekir. Bal kayıt altına alınmalıdır. Yapılan sahtecilik önlenmelidir. Bal sahteciliğinin önüne geçilmelidir. Balın üreticisi bilinsin. İlimizde üretmenin bedeli ağır. Üreticiyi daha dikkatli ele almak gerekiyor. Madencilik yağmasına karşı bir festival var. Biz o köylerde oturmuyor isek biz bir yağmaya nasıl karşı çıkabiliriz? Boşaltılan köylerde biz üreticiler varız. Sadece siyasetten buna karşı çıkılmasın biz bu dağlarda üretmezsek bir ağacı budamazsak bu yağmaya karşı çıkamayız” diye belirtti.
MADEN SAHALARI HAYVANCILIĞA ZARAR VERİYOR
Panelde son olarak konuşan Tunceli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Zeynel Erdoğan, madenciliğin mera alanlarına zarar vererek çiftçilik ve hayvancılığı karşı büyük zararlar verdiğine dikkati çekti. “Doğa hepimizin doğası. Meralarımız, hayvancılık için çok önemlidir. Meralardan ekmeğimizi kazanıyoruz. Bir maden sahasının açılması demek 3 bin 4 bin koyun kesilmesi demektir. Gıdayı besleyen bir sektör ile uğraşıyoruz. Ürettiğimiz etin, peynirin değerini alamıyoruz. Neden bir araya gelip bu ilin ihtiyacını karşılayacak kooperatif kuramıyoruz?” dedi. Panel soru ve cevap ardından son buldu.
Bu söze yuh sektöre zarar veriyor. Bu lafı diyen de birlik başkanı buna ayrıca yuh. Kim ölçmüş 15 kavanozun 14 sahte bulmuş. kanıtlamazsa boş adamdır.