banner62
BİST
8.026,27
ALTIN
1.903,99
DOLAR
28,91
STERLİN
36,53
EURO
31,35

Bütün bu fikirler-halkın eğitilerek kültürel açıdan geliştirilmesi, toplumun eğitimli kesimlerinin halkın bilinçlenmesine hizmet için seferber edilmesinin gerekli olduğu düşüncesi, Petrov'un Finlandiya için düşündüklerinin başında gelenlerdi...

Petrov makalelerinde Finlandiya'yı sevgi dolu sözlerle anlatmakta, ülkenin ulaştığı eğitim ve kültür düzeyi, iyi organize edilmiş toplumsal yapısı, her tarafta gözlemlenebilen temizlik ve insanların dürüstlüğü karşısında hayranlığını ifade etmektedir...

Ülkede her şey küçük. Şehirler küçük, ülkenin sahip olduğu kaynaklar az. Buna rağmen erişilen refah düzeyi küçümsenmeyecek derecede ileri bir boyutta...

Bölgede (Finlandiya) İsveç yasaları, İsveç yönetimi ve kurumları geçerliydi. Tek resmi dil İsveççe olup, Fince sade ve avam halkın dili diye tabir edilerek küçümsenmekteydi...

Finlerde ulusal bilinç henüz tam olarak şekillenmemişti. 'Birinci milli uyanış' hareketinin önde gelen temsilcilerinden Adolf Arwidsson bu durumla ilgili şunu diyordu:

'Biz İsveçli değiliz, Rus olmak da istemiyoruz. O zaman Finlandiyalı olalım.'

Fakat Finlandiyalı olmak için, tek bir ulusal kimlik kazanmak için çok çalışmak gerekirdi. 'Birinci milli uyanış' hareketinin öncüleri, daha yolun başında halkı kenetleyen başlıca unsurun DİL olduğu gerçeğinin farkına varmışlardı..." *

* Grigoriy Petrov; Beyaz Zambaklar Ülkesinde.

Bu satırlar 1800'lü yılların başında sırayla İsveç ve Rus egemenliğinde bulunan, henüz bağımsızlığına kavuşmamış olan Finlandiya'ya ait. O Finlandiya ki bataklıklar ve taşlar ülkesi olarak bir karış tarım toprağına hasretken bugün Avrupa'nın çağdaşlık, eğitim, hukuk ve gelişmişlik olarak en ileri düzeyli ülkelerinden biridir...

Bence büyük bir dil sorunu olup da henüz ulus bilincine varamamış bizim gibi toplumlar ve yeterli çağdaş uygarlık-eğitim-gelişmiş ekonomi seviyesine ulaşamamış toplumlar Finlandiya örneğini önüne koymalı ve bundan dersler çıkartmalıdırlar...

Ülkemizin kahrını muhalefette uzun yıllardır çeken şimdiki Cumhurbaşkanı adayımız-hemşerimiz sn. Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemleri adeta bu Finlandiya deneyiminden esinlenmiş örnekler.

Ve gerek müzik alanında çaba gösteren değerli sanatçılarımız olsun, gerek yazın ve edebiyat alanında sevgili Hawar Tornêcengi gibi çaba gösteren derlemeci ve araştırmacı canlarımız olsun ve gerekse kültürel alanda Fintoz Filiz Dikme gibi arkadaşların öncülük ettiği ana dilinde tiyatro örnekleri sergileyen arkadaşlar olsun, hepsi adeta bu Finlandiya modelini örnek almışlardır.

Ve bunların tüm bu çabalarını bir arada düşündüğümüzde insan elbette Dersim toplumunun geleceği için umutlanıyor. Bu sebeple biz mutlaka kendi öz ulusal bilincimizin farkına varmalıyız. Ve tüm bu iyi çalışmaları ana dilimiz olan KIRMANCKİ-ZAZACA'yı evde çocuklarımız ile konuşarak, o muhteşem RAA HEQ-XIZIR inancımızı da yazarak, çizerek anlatarak tüm bu iyi çabaları taçlandırmalıyız, diye düşünüyorum...

Bizim Dersim toplumu gibi bir toplumun ana dili, bugünkü menfi ülke koşulları dikkate alındığında,  ancak o toplumun ulusal kimlik temelli siyasi-politik örgütlenmesiyle kurtulabilir. Bu temelde bu son çeyrek asırda alevisi ve sunnisi ile oluşan bir Zaza ulusal kimliği bu alanda umut vermektedir...

Hewtemal, Newê Marti, Qerê Çarseme bımbarek vo. Newroz piroz bo.

HEQ MA pêroyine var keru, XIZIR bısewekno, DUZGI mırodê MA biyaru hurendi...

Asmên Ercan Gür

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Asmen Ercan 2023-03-26 00:06:28

Evet; Dersim toplumu mevcutra var olan bütün siyasi-politik yapıları reddeden yeni bir siyasi-politik kimlik temelinde örgütlenmeli ve ukus düzeyindeki bu kimlik ile devlete barısçıl yollardan, demokratik haklarını taleo etmeli. Yoksa bir çeyrek asır sonra bu toplumun adından bahsedilen ne ana dilleri, ne inancı ne de üzerinde barıs ve huzur içerisinde koruyarak yasayacakları bir cografyaları kalmayacaktır...

Avatar
Muzaffer Akar 2023-03-25 15:02:03

Kendi anadilimiz kırmancki'yi evimizde çocuklarımızla konuşmak elbette önemli, Fakt bu yanlız başna yeterli değildir . Nevarki kesin yokoluş tehlikesiyle karşı karşıya olan dilimizi asıl kurtaracak en önemli öğe ana dilimizde eğitim faktörü belirleyicidir .

Avatar
Ma kamim?.. 2023-04-04 11:34:36

Desim toplumu dış etkilere çok açık ve rahat asimile olan bir toplumdur.Bir de ideolojiler karabasan gibi toplumumuzun üzerine çöktü..Bize bir ideolojik masal anlattılar..Ne acıdır ki bu masal bilinçlenmemiz önünde bir büyük engel oldu.Biz halen kendi dilimiz Zazaca dilini içselleştiremedik.. Kimliğimize ve aidiyetimize sahip çıkamıyoruz.Çünkü biz bilinçli toplum olamadık..