Pülümür ilçesi Hel Dağı bölgesi ve Karagöz Köyü mevkiinde Dimin Madencilik şirketine, maden kanunu çerçevesinde 4. grup madencilik krom madencilik projesine yönelik bir ÇED projesi başvurusu yapıldığı tespit edildi. Projede yöredeki floradan, 1518 bitki çeşidinden bahsedildiğini söyleyen Yıldırım, “Şunu da biliyoruz ki projenin yürütülmek istendiği alan Hel Dağları bölgesi. Bu bölgede ayrıntılı bir flora çalışması yapılmamış. Bu ne anlama geliyor? Şimdi yakın zanda biz tesadüfen bu yörede yaklaşık olarak 150 yıl önce Türkiye'de yok olduğu sanılan bir bitkinin tespitinin yapıldığını biliyoruz. Köylülerin anlatımına göre çok özel canlı türlerinin görüldüğü ifade ediliyor." dedi.
YETERLİ ENVANTER İZLEMESİ YAPILMADI
Yine Türkiye’nin taraf olduğu 1984 yılında Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yasama Organlarını Koruma Sözleşmesi olan Bern sözleşmesi ek-2 listesine göre kesin koruma altında olan canlı türü habitatlarının yaşam bulduğu bir alan olduğuna dikkat çeken Yıldırım “Yaban Keçisi, Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi, Boz Ayı, Tilki ve çeşitli kuş türleri ve diğer memeli canlı türleri ve yine koruma altında olan Vaşak, Yaban Domuzu gibi türlerin habitat kurduğu Pülümür, yani bu bölge Türkiye ekolojisinin ekosisteminin en nadir alanlarından bir tanesidir. Hal böyle iken bölgede yeterli envanter izlemesi yapılmadı. Yıllar önce tutulan envanterlerden yararlanılarak proje tanıtım dosyasının hazırlanması yasa dışıdır.” dedi.
MADENCİLİK PROJESİNİN UYGULANMASI FACİADIR
Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun ise uzunca süredir insanların köylerine geri dönmelerini sağlamak üzere faaliyet yürüttüklerini belirterek “Üretime yönelik faaliyetlerde bulunulması ve organik ürünler üzerinde çalışma yapılması üzerine faaliyet sürdürürken madenlerle karşı karşıya gelmek orayı bitirmek anlamına geliyor. Halbuki burası Fırat’ı besleyen ana havzalardan da biridir. Bir taraftan Ovacık Munzur Vadisi diğer tarafta Pülümür Vadisi'dir. En büyük kaynaklar Hel Dağlarıdır. Bunun ile ilgili mera yasasının uygulanmamasından dolayı zaten tahribat olmuşken bir de madencilik projesinin uygulanması faciadır.” diye konuştu.
MUNZUR'UN ALTERNATİFİ YOK
CHP İl Başkanı Ali Mustafa Çelik ise, "Bu soruna makul bir cevap bulmamız gerekiyor. Munzur havzası doğal güzelliğiyle, endemik bitki çeşitliliğiyle çok zengin bir havza. Bu özellikleri ön plana çıkarıp, sorunu buradan çözmemiz gerekiyor. Bazı argümanlar ortaya koymamız gerekiyor. Bir karşılaştırma olarak bunu yapabiliriz. Tunceli'nin en önemli faaliyetleri aracılık ve hayvancılıktır. Ekonomik bir alt yapı hazırlarsak, acaba madenler mi karlı, arcılık ve hayvancılık mı karlı? Munzur'un alternetifi yok, onun için bizim burayı büyük bir hassasiyetle korumamız gerekiyor" dedi.
BİRLİKTE MÜCADELE KAÇINILMAZ
Emek Partisi (EMEP) Doğa ve Çevre Komitesinden Hıdır Demir ise sermaye gruplarının ülkede yer altı ve yer üstü kaynaklarını kendi kasalarına aktarmak için yağmaladıklarını söyledi, "Bu uluslararası sermayeye karşı birlikte mücadelenin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Bizim bu tür durumlara karşı deneyimlerimiz var, bu deneyimlerden yararlanmalıyız. Dersimlilerin kendi doğasını ve çevresini korumasını, halk kitlelerinin gücünü ve birliğini sağlamalıyız. Buna ihtiyaç vardır. Bir tarafıyla hukuksal boyutunu sağlamalı, el atmalıyız ama esas olarak bunun altını da doldurmak üzere halkın birlikte hareket etmesi çalışmalarını yapmamız gerekiyor. " diye konuştu.