Avcılık karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma, yakalama işi olarak tanımlanır. İlk çağlarda insanlık avcılığı yaşamını idame ettirebilmek için sürdürmüştür. Avlanma ve hayatını idame ettirmeyi başaran insanlık, zekası ve muhakeme gücü ile diğer canlılardan farklı olarak yeryüzündeki en acımasız avcı olmuştur. İnsanlığın yetinme duygusundaki yoksunluğu avlanma konusunda da kendisini göstermiş ve avcı insan ekolojik düzenini sarsan bir unsur haline gelmiştir.
Ekolojik düzeni bu denli sarsan avcılık neden devlet eliyle beslenir? Neden yasaklanmaz? Bununun sebebi avcılığın dünyanın en büyük sanayi kollarından biri olması ve silah endüstrisine sağladığı pazar imkanlarıdır.
Peki, ilk çağ insanı hayatta kalmak için avlanırken günümüz insanı neden İspanya'dan Dersim'e avlanmaya gelir ?
İngiltereli Zoolog Davranış Bilimci "Hayvan-İnsan Sözleşmesi" adlı kitabın yazarı Desmond Morris "Avın amacı heyecanı, tehlikeyi yaşamak, erkeklik ve cesareti kanıtlamaktır" der. Araştırmalar sonucunda avcıların içine kapanık, saldırganlık, suçluluk duygusu ve başarısızlık sendromlarından muzdarip oldukları yine avcı olan erkeklerin avcı olmayan erkeklere kıyasla cinsel doyuma daha az ulaşırken cinsel yaşam anlayışında daha tutucu oldukları görülmüştür. Desmond Morris'in işaret ettiği gibi avcılar erkekliğini kanıtlamak, heyecan aramak için ya da birine saldırıp başını belaya sokmamak için hayvanların canına kastederek kendi zayıflıklarını dizginliyorlar.
Avcılara bu konudaki çağrımız ellerine silah alıp cana kıymak yerine bu zayıflıklarını psikolojik destek alarak yenmeleridir.
Dersim'in de bu bilmişliği de ne iğrenç. sen ne eğitimi aldın ki psikoloji dersi veriyorsun