CANER AKTAN - Olay 23 Mart 2017 tarihinde İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda meydana geldi. Almanya’dan memleketi Tunceli’ye gelmek isteyen Saniye Karadoğan’a Sabiha Gökçen Havalimanı’nda görevli polisler tarafından ülkeye giremeyeceği belirtildi. Bunun sebebi olarak ise yapılan “risk analizi” gösterildi. Karadoğan hakkında hazırlanan risk analizinde, “Irak ve Suriye bölgelerinde devam etmekte olan olaylara katılmak üzere gelmiş olabileceği, ülkeye girişi kamu düzeni ve güvenliği açısından sakıncalı olabileceği” ifadeleri yer aldı. Öte yandan Saniye Karadoğan hakkında herhangi bir suç kaydı ve mahkeme tarafından düzenlenmiş arama emri olmadığı belirtildi.
İDARE MAHKEMESİNE DAVA AÇTI
Saniye Karadoğan, Av. Barış Yıldırım aracılığıyla Ankara 1’nci İdare Mahkemesine başvurarak hakkında düzenlenen risk analizinin kaldırılması ve ülkeye girişinin yeniden sağlanması için dava açtı. Yaklaşık 4 yıl süren dava sonucunda Ankara 1’nci İdare Mahkemesinden karar çıktı. Kararda, “Hiç kimse kendi ülkesine girme hakkından keyfi olarak yoksun bırakılamaz” ifadelerine yer verildi.
“TAHMİNE GÖRE SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANAMAZ”
Saniye Karadoğan hakkında genel güvenliği tehdit edici herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı belirtilen kararda, “Salt tahmine ve öngörüye dayanılarak seyahat özgürlüğünü kısıtlayıcı işlem tesis edilemeyeceği, dolayısıyla davacı idarece iddianın ispatlanamadığı” ifadeleri yer aldı. Kararın devamında, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu anlaşılan kişi hakkında somut bir gerekçeye dayanmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunamadığı sonucuna varılmış” denildi.
“ANAYASA İLE GÜVENCE ALTINDA”
Yeni Dersim Gazetesi'ne konuşan Av. Barış Yıldırım, “Seyahat özgürlüğü Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile güvence altında alınan bir haktır. Kişilerin hukuki bir gerekçe olmaksızın kısıtlanması ağır insan hakları ihlali doğurmaktadır. Bu bakımdan insan haklarına saygı yükümlüğünün ihlal edilmemesi gerekmektedir” dedi.
Yaw gelin gelin de 10 gün karantinada kalın...